|
Ortadoğu'nun
dışında yerleşik yaşama geçilen ilk yerlerden biri olan 9
bin yıllık Çatalhöyük'te devam eden kazılar, yaklaşık 8 bin
kişinin yaşadığı bu yerleşimde Ortadoğu'nun aksine
merkezileşmiş hiyerarşik bir siyasi yapı değil, eşitlik
ilkesine dayalı bir toplumsal düzenin hüküm sürdüğünü ortaya
koydu. Ayrıca kadın ve erkekler arasında da eşitliğin
bulunduğu Çatalhöyük'te insanların biyolojik akrabası
olmayanlarla aynı evlerde yaşadığı ve beraber gömüldüğü,
sembolizmin ve sanatın da çok geliştiği ortaya çıktı. UNESCO
Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve yaklaşık 9 bin yıl
önceye ait önemli bir neolitik yerleşme olan Çatalhöyük'ün
sırlarını çözmek için yürütülen çalışmaların 2018'de
tamamlanması planlanıyor. Çatalhöyük, ilk olarak 1958'de
James Mellaart tarafından keşfedildi ve 1961-1965 arasında 4
sezon boyunca ilk kazılar gerçekleştirildi. 1993'te
Çatalhöyük'ün ortaya çıkarılmasında yeni bir perde açıldı.
Yüzey araştırmasını takiben Kuzey ve Güney bölgede 1995
yılında başlayan kazılar, 18 yıldır Yapı Kredi ana
sponsorluğunda devam ediyor. Kazı çalışmalarına şu ana kadar
22 farklı ülkeden binlerce araştırmacı katıldı.Kazı Başkanı
Stanford Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lan Hodder, AA
muhabirinin sorularını yanıtlarken, ekip olarak 1993'te
başladıkları kazıları 2018 itibarıyla bitireceklerini dile
getirdi.
Çatalhöyük'ü önemli ve popüler kılan nedenleri "9 bin yıllık
olması" ve "çok büyük bir alanı kaplaması" şeklinde
sıralayan Hodder, 8 bin kadar kişinin yaşadığı Çatalhöyük'le
ilk defa Ortadoğu'nun dışında bir yerde yerleşik hayatın
bulunduğuna işaret etti. Hodder, "Yerleşik hayatın hep
Ortadoğu'da, Irak'ta, Mezapotamya'da, Suriye'de varolduğu
düşünülüyordu. Kazılarla, Orta Anadolu'da da çiftçiliğin,
yerleşik hayatın olduğu görüldü" dedi. Hodder, yeni bilimsel
teknikler aracılığıyla Çatalhöyük'teki beslenme, sosyal
ilişkiler ve iş ilişkilerine ilişkin bulgular elde
ettiklerini anlatarak, şunları söyledi: "Kullandığımız
modern bilimsel tekniklerle erkek ve kadınların çok benzer
şeyler yediğini, çok benzer yaşamlar sürdürdüğünü, benzer
işlerde çalıştığını, hem erkeğe hem de kadına aynı sosyal
statünün verildiğini gördük. Kadın-erkek arasında insanların
düşündüğünden çok daha eşit bir yaklaşım olduğunu öğrendik.
Ayrıca evlerin içerisine, yerin altına gömülen insanların
biyolojik olarak birbirleriyle akraba ve aynı aileden
olmadığını gördük. Bir aile olarak yaşamışlar ama biyolojik
olarak ebeveynleri aynı değil. Dolayısıyla Çatalhöyük'te
doğduğunuzda biyolojik anne-babanızla yaşamıyorsunuz, başka
insanlarla yaşıyorsunuz." Duvar resimleri, heykeller ve
gömütleri incelediklerinde Çatalhöyük'teki sanatın
birbiriyle ilişkisi olduğunu gördüklerini anlatan Hodder,
"Sanat eserlerinin, ölülerle iletişime geçmek ya da o
ölüleri korumak niyetiyle yapıldığını düşünüyoruz.
Çatalhöyük'ü ziyaret ettiğinizde, o evlere gittiğinizde hem
insanları hem de insanlara ait parçaları da
görebiliyorsunuz. İnsanlar beraberinde parçaları da
saklamış, bir şekilde atalarınız hala sizinle yaşıyormuş
izlenimi veriliyor" ifadelerini kullandı.
"Bütün evlerde duvar resimleri"
Sembolizm ve sanat eserleri açısından Çatalhöyük'ün çok
zengin olduğuna işaret eden Hodder, "Sanat, evin içerisinde
uygulanıyor. Çatalhöyük'te bütün evlerde bu duvar
resimlerinin olduğunu görüyoruz. Çatalhöyük'ün önemli
olmasının bir başka sebebi de tüm duvar resimleri, objelerin
çok güzel korunması" diye konuştu. Prof. Dr. Hodder,
eserlerin çok iyi korunarak bugüne ulaşabilmesi sayesinde
detaylı analizler yapabildiklerini vurgulayarak, insanların
günlük hayatta neler yaptığının ve bazı evlerde 450 kata
kadar ulaşan sıvalardan yüz yıl boyunca insanların her ay
neler yaptığını net ve detaylı olarak görebildiklerini
söyledi.
"İnsanlar eşitlik ilkesiyle yaşamış"
Nüfusuyla dönemin en kalabalık şehirlerinden biri olması,
duvar resimlerinin ve aletlerinin bilinen neolitik
geleneklerle bağdaşmaması, yönetim biçimi, iç içe ve
paylaşımcı yaşam tarzı değerlendirildiğinde Çatalhöyük'ün
arkeolojik açıdan önem taşıdığına dikkati çeken Hodder,
şöyle devam etti: "Özellikle Ortadoğu'daki diğer yerleşim
birimlerinde belli bir büyüklüğe ulaşıldıktan sonra
merkezileşmiş bir yönetim ve hiyerarşi ortaya çıkarken
Çatalhöyük'te insanların eşitlik ilkesiyle yaşamaları
bölgedeki diğer yerleşim birimlerinden ayrışmasına neden
oluyor. 8 bin kişilik toplulukta genelde bir liderin, bir
hükümetin olması ve bir hiyerarşi beklenir. Çatalhöyük'te
herhangi bir lider, herhangi bir hükümet, idari bina yok;
kadın ve erkekler eşit. Çatalhöyük'ün ilk kasabalardan, ilk
yerleşim yerlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. İnsanlar,
'Büyük topluluklar halinde nasıl yaşanır?' sorununu
çözmüşler."
"Her yıl 160 kişilik ekip çalışmalara katılıyor"
Prof. Dr. Lan Hodder, Çatalhöyük'teki kazı çalışmalarını 21
yıldır sürdürdüklerini ifade ederek, "Her yıl orada 160
kişilik bir ekip bulunuyor ancak insanlar sürekli değişiyor.
21 yıl içerisinde dünyanın 22 farklı ülkesinden binlerce
kişi kazılarda çalıştı diyebiliriz. Bunların dörtte biri de
Türk" dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan izin almaları
halinde 2015-2016 döneminde de 6 aylık kazılara devam
edeceklareni, 2017-2018 döneminde de bulunan verileri analiz
edip, açıklayacaklarını belirten Hodder, "Yanıtlamak
istediğimiz sorulardan biri Çatalhöyük'te yerleşimin,
yaşamın nasıl başladığı. Çünkü en dipte bulunan, ilk evlere
ilişkin hala henüz bir bilgimiz yok. Neden o zamanlarda
insanlar biraraya gelip, Çatalhöyük'ü oluşturdular, bunu
öğrenmek istiyoruz" diye konuştu.
"UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alması, turizmi
artırdı"
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almasının ardından
Çatalhöyük'te turizmin de artığına işaret eden Hodder, bu
sene 70.yılını kutlayan Yapı Kredi'nin 18 yıldır kazı
çalışmalarına sponsorluk yaptığını hatırlatarak, şunları
söyledi: "Arkeoloji çok yavaş ilerliyor, uzun dönemleri
kapsıyor ve çok büyük sabır gerektiriyor. Böyle çok uzun
dönemler için sponsor bulmak her zaman çok zor olur. Birçok
araştırma da 1-3 yıllığına sponsor olunduktan sonra uzun
dönemleri kapsayamadığı için bu sponsorluk iptal edilmek
zorunda kalıyor. Genellikle sponsor olunan birçok arkeolojik
alan klasik, net görebileceğiniz alanlardır. Çatalhöyük çok
farklı. Burada kerpiç binalar olduğu için hemen analiz
edilmesi gerekiyor; korunması ve halka gösterilmesi çok daha
zor. Yapı Kredi burada kerpiç mimarisi olan tarih öncesine
ait bir yerleşim alanını desteklemekle risk de almış oldu.
Alınan risk de Çatalhöyük'ün UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne
girmesiyle başarıya döndü."
Kaynak: #AA |